GRUP ODASI
Grubun yönetici ile buluştuğu an, birçok açıdan küçümsenmeyecek derecede önemlidir. Lale hemen tüm dikkatleri üzerine çeker ve grup onu hızlıca bir değerlendirmeden geçirir. Birden fazla temel kriter kullanılır; hem ortak hem de çok kişisel olan kriterler. İlk olarak zihinde sorular oluşur; “Ona güvenebilir miyim?”, “Yeterince açık mı?”, “Yargılayıcı mı?”, “Ne kadar yakın, ne kadar uzak?”, “Tutumu ne derece sıcak ya da soğuk?”, “Kendinden emin mi, yetkin mi?” ve benzeri sorular. Bu yargı hızla ortaya çıkar. Lale tek kelime etmeden önce bile bu durum oluşacaktır ve grup çalışması sırasındaki tutumları belirleyecektir. Bu kaçınılmazdır.
Beden yalan söylemez. Görünürdür, somuttur ve hareket eder. Evrim sayesinde en küçük ayrıntıya bile gayet duyarlıyız ve algılarımız açık. Ancak biz genellikle bu hızlı incelemenin farkında olmayız. Bu, çok eski ‘savaş ya da kaç refleksine’ dayanmaktadır. İlk izlenim, çekim veya hoşlanmama duygularını harekete geçirir. Davranışlarımızı bu duygular şekillendirir. İlk görüşte aşk ya da nefret istisnadır çünkü tamamen tarafsız bir konumda ortaya çıkar. Ancak yine de genellikle şu ya da bu yönde bir eğilim hemen hissedilir.
Lale, bütün bu değerlendirmelere ve şüphelere maruz kalıyor. Ama sadece kendisi olmakla, rol yapmamakla, iyi bir ısınmanın sağladığı cesaret ve enerjiyle donanmış olarak her birinin üstesinden geliyor. O anda tüm yansıtmalara dayanabilen, sadece aksettiren ve değişmeyen bir ayna gibidir. Bu şekilde tarafsızlığını korur. Kural olarak tarafsız kalması gerekir. Kendine ait çekim ve antipati duygularına karşı bağışıklığı olmasa da bunların farkındadır, böylece onlarla baş edebilir.
Öte yandan grup, varsayımlar ve önyargılarla dolup taşıyor. Yöneticiye gayet ilgili oldukları için vücut ifadeleri birbirlerine ve Lale’ye karşı konumlarını daha kolay ele veriyor. Beden asla yalan söylemez.
Kendi görünüşüyle pek ilgilenmeyen Lale, her türlü peşin hükümlü düşünce ve plandan uzak, üyeleri birer birer acele etmeden inceliyor. Hem bir birleriyle, hem de kendisiyle olan ilişkilerini inceden inceye gözden geçiriyor. Eski sınıf anıları istem dışı olarak canlanıveriyor. Baş pozisyonlarının ve göz hareketlerinin hızlı bir şekilde incelenmesi bazı ipuçları vermekte. Oturma biçimleri ve duruşları, enerji seviyelerini, anda olma derecesini gösteriyor.
Bu, ilk muhtemel Algı Sosyogramını tasarlamak için uygun bir andır. Hatta bu sayede onlar artık bir gruptur ve bu şekilde örgütlenirler. Fark edilmeden bir organizma haline gelirler. Biz ve o artık bir bütünüz.
Ve bir de dil ve beraberinde getirdiği değişimler ortaya çıkmaya başlar. Artık ısınma ve psikodramatik üretime ayak uydurma sırasının grupta olduğunu Lale bilmektedir. Bu nedenle ilk adımı atması gerekmektedir. Grup genellikle yöneticinin onlara hitap etmesini bekler.
Bu ilk sözlü temas çok önemlidir. Lale zamanını özgürce kullanmış ve şimdi dikkat ve beklentiler kritik bir ana ulaşmıştır. Lale’nin konuşması gerekmektedir. Ama ne?
Günlük konuşma diline özgü bir başlangıç yapılır, oldukça yüzeyseldir, özellikle bir konuya vurgu yapmayan sıradan bir ifade ile başlanır. Beyaz bir kâğıdın sol alt köşesindeki yeşil nokta gibi. Her türlü yoruma açık. Sözlerinin anlaşılma şekli, sözlü veya bedensel olarak anında gelen tepkiler, değerli bir geri bildirimdir. Yöneticiye çalışmaya en iyi şekilde nasıl devam edebileceğine dair yol gösterir.
Etkisi hala devam eden hatıralar bir süre sonra Lale’nin aklına gelir. Ona soru sormayı en aza indirgemeyi ve soru soracak olursa çok dikkatli olmasını öğreten değerli dersler.
Bir kişiye soru sormakta sakınca yoktur, ancak bütün bir gruba sorulduğunda sıkıntılı sonuçlar ortaya çıkabilir. Hiç cevap alamayabilirsiniz ya da birkaç hatta çok fazla cevap alabilirsiniz. O zaman seçim yapmak zorunda kalırsınız. Cevaplardan birini tercih edip, diğerlerini bırakmaktan başka çareniz olmaz. Bu sizi sonu gelmeyen ve kısır bir tartışmaya sürükleyebilir. O zamandan beri Lale, basit ifadeleri veya her türlü yoruma açık genel bir görüşü soru gibi ortaya atmayı tercih ediyor. Kullandığı bu ifadeler, onu dahil etmeden grubu harekete geçirmeye yarıyor.
Soru sorulduğunda bir cevap verme gereği doğar. Nesiller boyu ebeveynler ve öğretmenler bu emredici gücü kullanmıştır. Öte yandan bir cevap serbestçe ele alınabilir ve herhangi bir değeri olması gerekmez.
“Nasılsınız?” aslında çok kişiye özel ve samimi bir sorudur ama genellikle kabul görmüş standart bir yalanla cevaplanır, “İyiyim”. Öte yandan, “Bugün biraz üzgün hissediyorum” ifadesi doğru kabul edilir ve hatta bu cevapla sempati bile kazanabilirsiniz.
Genel bir şey beyan ettiğinizde ya da görüş bildirdiğinizde, diğerleri provoke olur ve kısa sürede tüm üyeler konuya dahil olur. Böylece grup hızlıca kendini çalışmaya hazır hale getirir. Yönetici, üyeleri dinlerken anahtar kelimeleri, imgeleri ve tekrarları konuşmanın içinden seçer. Sonunda grubun ilgilendiği ortak konuyu belirler. Bu, Lale’nin grupla gerçekte olduğu yerde buluşması anlamına gelir. Hiçbir şeyin kabul ettirilmesine gerek yok – Bir plan varsa gruba bir şeyin empoze edilmesi söz konusudur. Grubun şu anda hazırlandığı ve istediği şey budur.
Grubun sosyometrisi artık daha görünür hale gelmiştir. Olası uyuşmazlıklar ve çatışmalar ortaya çıkar. Bir hamurun mayası gibi Lale de şimdi ısınma sürecinde topladığı anahtar kelimeleri ve imgeleri kullanmaya, çalışmaya katmaya başlar. Er ya da geç onun inisiyatifi olmadan, ortak bir konu ortaya çıkar ve işte o zaman grubun desteğiyle inisiyatifi kendisi alacaktır.
Grubun ısınması yani çalışmaya hazırlanma süreci tamamlanmıştır. Artık yöneticinin zihninde başlangıç aşamasında bir sosyometri ve herkes tarafından paylaşılan bir konu bulunmaktadır. Oyun aşamasına başlama zamanı gelmiştir.
Devamı Gelir…